Bakan Yanık: Kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesini üretim ve ticaret alanında da uyguluyoruz

Yanık, Dünya Girişimci Kadınlar Birliği (FCEM) tarafından Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliğinde “Yılmazlıkla Yeniden Bir Arada; Öğrenin, Paylaşın ve Eğlenin” temasıyla Beşiktaş’taki bir otelde düzenlenen 68. FCEM Dünya Kongresi’nde konuştu.

Kadına yönelik politikalarda, toplumsal dinamiklerin ve inisiyatifin özel bir öneme sahip olduğunu dile getiren Yanık, hedeflenen toplumsal ve ekonomik değişimlerin etkin, kalıcı, sürdürülebilir bir nitelik kazanmasının, tabiatıyla kadınların bu süreçte aktif bir rol üstlenmeleri ve dayanışma kültürünü geliştirmeleriyle mümkün olduğunu söyledi.

Bu anlamda kadınların hak, adalet, refahla ilgili sorunlarının çözümünde, kadın STK’larının ihtiyaçtan öte elzem olduğunu belirten Yanık, kadınların cinsiyetlerinden kaynaklı ve kronik niteliklere sahip olan, dünyada da önemli benzerlikler gösteren sorunların, zorlu olduğu kadar kapsamlı bir mücadeleyi de gerektirdiğini vurguladı.

Kadınların toplumsal hayata katılmalarının, tüm yetenek ve potansiyelleri ile toplumsal değerleri oluşturmaya katkıda bulunmalarının güçlü, ileri, adil ve huzurlu bir toplumun inşası için önemine dikkati çeken Yanık, “Kadın sorununu belli bir alana hapsetmeden bütüncül bir şekilde ele almak, bütüncül çözümler üretmek ise bu konudaki en temel yaklaşım ve ilkelerimizdendir. Bunun için bir taraftan kadın haklarına yönelik çok ciddi hukuki iyileştirmeler yaparken, bir taraftan da kadın potansiyelimizi her alanda harekete geçirecek teşvik ve desteklerle kadın politikalarımızı geliştiriyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadeleden eğitime, istihdamdan girişimciliğe kadar pek çok alanda planlı ve koordineli şekilde yürüttüğümüz çalışmalarla cinsiyet adaletsizliğine karşı mücadelemizi sürdürüyoruz.” diye konuştu.

Bakan Yanık, kilit önem taşıyan eğitim alanındaki çalışmalar neticesinde başladıkları noktanın çok ötesine geçip büyük bir başarı yakaladıklarını belirterek, kızlardaki net okullaşma oranının lise düzeyinde yüzde 84,85, yükseköğretim düzeyinde ise 46,32 olduğunu kaydetti.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve özel sektör iş birliğinde yürüttükleri teşvik edici projelerle genç kızlara farklı dünyaların kapılarını açmaya gayret ettiklerini dile getiren Yanık, “Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi” ile genç kızları desteklediklerini ve mühendislik alanlarında rol model olmaya teşvik ettiklerini anlattı.

Eğitim alanındaki hızlı ve görünür değişimin etkilerini pek çok alanda dikkati çekici bir yükselişle göstermeye başladığına işaret eden Yanık, “Kamuda görev yapan personelin yüzde 40’ı, üniversitelerimizdeki öğretim görevlilerinin yüzde 50’si, öğretmenlerimizin yüzde 60’ı, hakimlerimizin yüzde 46’sı, avukatların da yaklaşık yüzde 50’den fazlası kadınlardan oluşuyor. Meclisimizde 2002 yılında yüzde 4,4 olan kadın milletvekillerimiz, bugün yüzde 17’yi aşan bir oranda temsil ediliyorlar.” bilgisini verdi.

– “KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMINDA 2023 HEDEFİMİZ YÜZDE 38,5”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, 2010 yılında Anayasa’ya dahil ettikleri “pozitif ayrımcılık” ilkesinin, politikalardaki kararlı ve güçlü duruşun en somut ifadelerinden biri olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geldiğimiz bu süreçte, kadın istihdamı ve girişimciliği de dahil olmak üzere birçok alandaki teşvik, destek ve tedbirlerimizi, kadınlar lehine avantajlı koşullar oluşturmak üzere hayata geçirdik. 2022 yılı sonuna kadar devam etmek üzere 18 yaşından büyük kadınlarımızın özel sektörde istihdamına 24 ila 54 ay arası prim desteği sağlıyoruz. İŞKUR aracılığıyla kadınların iş gücü piyasasına katılımını kolaylaştırmak ve sürdürülebilir istihdamı desteklemek için aktif iş gücü piyasası programlarıyla kadınların istihdama katılımında motive edici rol alıyoruz. Çalışmalarımızın etkisiyle 2007-2019 yılları arasında kadın istihdamını 3,6 milyon kişi ile yüzde 66,5 oranında artırarak, OECD ve Avrupa Birliği içerisinde ilk sıraya yerleştik. 2004 yılında yüzde 20,8 olan kadın istihdam oranı, 2021 Ağustos itibarıyla yüzde 28,4’e, kadının iş gücüne katılma oranı yüzde 23,3’ten yüzde 33,8’e yükseldi. 2023 hedefimizi ise iş gücüne katılım oranı için yüzde 38,5 olarak belirledik. İnşallah bunu da hep birlikte başaracağız.”

Kadınların güçlenmesi için yaptıkları çalışmaların, toplumun huzuru ve refahına hizmet ettiğinin altını çizen Yanık, kadınların içerisinde çok etkin, yetkin ve belirleyici bir biçimde yer alacakları bir gelecek vizyonunu gerçekleştirmeye çalıştıklarını belirtti.

Güçlü kadınların, güçlü aileleri ve toplumu inşa ettiğini vurgulayan Yanık, “Aile kurumu, insanlığın en kadim ve vazgeçilmez değerlerinden birisi. İstikrarlı bir gelecek için de hassasiyetle sahip çıkılması gereken temel yapı taşı olduğuna inanıyoruz. Kadına sunduğumuz fırsat eşitliği ve cinsiyet adaleti, kadınla erkeğin her türlü rolleri itibarıyla aynılaşması anlamına gelmiyor. Bizim için aslolan sevgi, şefkat ve dayanışma temelleri üzerine kurulan aileyi, temel haklar ve özgürlükler bağlamında güçlendirmek, hakkaniyetli bir paylaşımla kazanıma dönüştürmektir.” değerlendirmesinde bulundu.

– “KADINLARIN EKONOMİK KONUMLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ ÖNCELİKLİ POLİTİKA ALANIMIZ”

Bu anlayış çerçevesinde Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı oluşturduklarını anımsatan Yanık, şunları kaydetti:

“Kadınların ekonomik konumlarının güçlenmesi, iş ve aile yaşamının uzlaştırılması, kadın girişimciliğinin desteklenmesi konularına öncelikli politika alanları olarak yer verdik. İş ve aile hayatı arasındaki uyumu sağlamaya yönelik haklar ve teşviklerimiz burada çok önemli yer tutuyor. Evde bakım desteği, kreş desteği, sigorta prim desteklerimizin yanı sıra doğum izni, süt izni, yarı zamanlı çalışma gibi esnek çalışma hakları, kadınların annelik görevleriyle çalışma hayatı arasında sıkışıp kalmaması bakımından işlevsel bir nitelik arz ediyor. Öncülük ettiğimiz toplumsal normlarla ilgili zihniyet değişiminin net olarak görülebilmesi için çocuğun bakım ihtiyacı dolayısıyla ilköğretim çağına gelene kadarki süreçte verilen kısmi zamanlı çalışma hakkını, her iki ebeveyne de tanıdığımızın burada özellikle altını çizmek isterim. Ayrıca, doğuma bağlı kısmi süreli çalışma talebinin işverenler için haklı fesih sebebi sayılmayacağı yönündeki düzenlememiz, çalışan kadınlar için önemli bir güvence ve motivasyon sebebi de oldu.”

Yanık, gerçekçi, sürdürülebilir bir projeksiyon çerçevesinde sağlam bir zeminde ilerlemeye özen gösterdiklerini, çalışma haklarının işverenlerin rekabet gücünü zayıflatacak bir olumsuzluğa dönüşmemesi için özel dikkat gösterdiklerini belirtti.

İş hayatının istikrar sağlayıcı dengeler üzerine kurulmasının, çalışanlar için olduğu kadar işverenler için de önemine işaret eden Yanık, kadınların sadece çalışan değil, girişimci ve işveren olarak da iş hayatında yer aldıklarını söyledi.

Bakan Yanık, “Kadın girişimciliği, kendi becerilerini ortaya koyma ve refah düzeylerini artırma açısından ne kadar değerliyse, ülkemizin kalkınması bakımından da ayrıca önem taşıyor. Bu konuda kadınlarımızın cesaretini, bilgi ve donanımını artıracak çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Hükümet olarak verdiğimiz kredi ve hibe destekleriyle kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ilkesini üretim ve ticaret alanında da uyguluyoruz.” diye konuştu.

– “İŞVEREN KADIN ORANINI YÜZDE 10’A YÜKSELTMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Kadınların gerek ekonomik, sosyal açıdan gerekse girişimci özellikleriyle güçlendirilmesinde öncelik verdiklerini konulardan birinin de kooperatifleşme olduğuna işaret eden Yanık, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı iş birliğinde düzenledikleri protokol kapsamında, 81 ilde kadın kooperatiflerinin ve üye sayılarının artırılması için yoğun bir çalışma sürdürdüklerini, 79 ilde kadın kooperatifleri kurulmasına öncülük ettiklerini aktardı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, katıldığı Kadın Kooperatifleri Bölgesel Buluşmalarında umut verici gelişmelere tanık olduğunu, imkan verilen kadınların hayallerine ulaşmada gösterdikleri gayretten etkilendiğini ifade ederek, “Kadın-erkek ayırmaksızın insanlarımızın sahip olduğu girişimcilik potansiyeline, ülkemizin toplumsal, ekonomik ve kültürel zenginliği olarak bakıyoruz. Buna göre, 2023 yılı sonuna kadar kendi hesabına çalışanlar içindeki kadın oranının yüzde 20’ye, işveren olarak çalışanlar içindeki kadın oranının ise yüzde 10’a yükseltilmesini hedeflemekteyiz.” ifadelerini kullandı.

Kadın girişimciliğinin sivil toplum eliyle desteklendiğini görmenin kendilerine ayrı bir ilham verdiğini, çalışmalarında itici gücü oluşturduğunu dile getiren Yanık, KAGİDER’i, ulusal ve uluslararası düzeyde yürüttüğü çalışmalar için tebrik etti.

Kadın hakları ve kadının güçlendirilmesi ortak paydasında gelişen hassasiyetleri ve pozitif yöndeki dinamikleri, her zaman mutlulukla karşıladıklarını ve desteklediklerini belirten Yanık, “Hedeflerimize doğru alacağımız yolda, kadınların omuz omuza yürümeleri ayrıca çok çok önemli. Kız kardeşlik hukukunu ayrıca önemsiyoruz. Bu anlamda, Kovid-19 pandemisinin yol açtığı bütün sıkıntılara rağmen FCEM ve onun Türkiye adına üyesi KAGİDER tarafından kadın girişimciliğinin canlandırılması için verilen çabaları takdirle karşılıyoruz. Bizler, tek bir kadınımızın bile yeteneklerinin atıl halde kalmasını istemeyiz. Kadının girişimcilik becerilerini, görgü ve cesaretlerini artırmaya yönelik tüm çalışmalar, çarpan etkileriyle birlikte hem ülkemizin hem de dünyanın sosyal ve insani kalkınmasına değerli katkılar sağlayacaktır. İnsanlığın ortak birikimi derken aslında ifade etmeye çalıştığım şeyde buydu.” şeklinde konuştu.

Bakan Derya Yanık, konuşmasının ardından katılımcılarla toplu fotoğraf çektirdi. KAGİDER Başkanı Emine Erdem ve FCEM Dünya Başkanı Marie Christine Oghly de kongrede konuşma yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir